Borçlanarak Emeklilik

YURTDIŞI SÜRELERİNİN TÜRK EMEKLİLİK SİSTEMİNDE DEĞERLENDİRİLMESİ
Yurtdışından borçlanma yoluyla emeklilik mevzuatı, Türk sosyal güvenlik sistemine entegre edilmiş yurtdışındaki vatandaşlarımız için ayrıcalıklı bir düzenlemedir. Bu düzenlemenin Türk – Alman sosyal güvenlik sözleşmesine/anlaşmasına dahil edilip edilemeyeceği tartışmalıdır. Alman tarafı borçlanma yoluyla emekliliği sözleşme kapsamında görmek istemektedir. Türk tarafı ise, vatandaşlarımızın bundan menfi bir şekilde etkilenebilecekleri düşüncesiyle bunu sözleşmenin dışında değerlendirmektedir.

Yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarının yurtdışında çalıştıkları veya ev hanımı olarak bulundukları süreleri borçlanmaları halinde Türkiye'de sigortalı gibi geçirmiş sayılmaları, ilk kez 1978 yılında çıkarılan 2147 sayılı Kanun ile mümkün kılınmıştır. Daha sonra bu Kanun, hakları saklı kalmak kaydıyla yerini 1985 yılında yürürlüğe giren kapsamı genişletilmiş 3201 Sayılı Kanun’a bırakmıştır.

Söz konusu Kanun’un düzenlenmesindeki asıl amaç, yurtdışında bulunmuş, ancak sosyal güvenlik hakkı elde edemeden Türkiye'ye dönmüş vatandaşlarımızın sosyal güvenliklerini güvence altına almak olmuştur. Başka bir ülkede olmayan, bu şekilde geriye dönük borçlanma sadece yurt dışındaki vatandaşlarımız için vardır ve isteğe bağlıdır. Kanun’da belirtilen şartları yerine getirenler, isterlerse bundan faydalanabilirler.

Borçlanma ve aylık bağlanmasıyla ilgili bilinmesi gereken temel hususlar özet olarak aşağıda belirtilmiştir:

Borçlanma Şartları:

1- Borçlanılacak sürelerde ve başvuru tarihinde Türk vatandaşı olmak
(TBMM’de görüşülmekte olan Torba Kanun Tasarısına göre, mavi/pembe kartlıların da Türk vatandaşı olarak geçirdikleri süreleri Mahkemeye  gitmeye gerek kalmadan borçlanabilmeleri öngörülmektedir.)
2- Belirli nitelikte sigortalı süreleri bulunmak
3- Yurtdışı sigortalılık sürelerini belgelendirmek
4- Yazılı başvuruda bulunmak

Borçlanma kapsamındaki süreler:

1- Bir hizmet akdi kapsamında ve/veya kendi nam ve hesabına bağımsız olarak geçen sigortalılık süreleri
2- Hizmet akdi kapsamında ve/veya kendi nam ve hesabına bağımsız olarak geçen sigortalılık süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan çalışılmayan süreler
3- Ev kadını olarak geçen süreler

Borçlanma kapsamında olmayan süreler:

1- 18 yaşından önceki süreler
2- Türk vatandaşlığının kazanılmasından önce ve Türk vatandaşlığının kaybedilmesinden sonra geçen süreler
3- Türkiye’deki sosyal güvenlik kanunlarına göre yurtiçinde zorunlu veya isteğe bağlı sigortaya prim ödenen süreler
4- Türkiye-Almanya istisna akdi anlaşması çeerçevesinde Almanya’da çalışılan süreler

Borçlanma için gerekli belgeler:

1- Bağımlı çalışanlar, bağımsız çalışanlar ve ev hanımları için düzenlenen belgeler:
-- Bağımlı çalışanların kendilerine en yakın Alman Emeklilik Sigorta Kurumu’ndan veya Şubesi’nden alacakları hizmet cetveli (Versicherungsverlauf, tercümesine gerek yoktur)
-- Bağımsız çalışanların bağlı bulundukları Maliye’den (Finanzamt) alacakları işveren olarak çalıştıkları sürelerin yer aldığı belge (Bu belgenin ilgili Başkonsolosluktaki Noter servisinde onaylanması                     gerekir)
-- Ev hanımlarının ikamet edilen yerdeki Kayıt Dairesi’nden (Meldebehörde) alacakları ev hanımı olarak Almanya’da yaşanılan sürelerin yer aldığı ikamet ilmuhaberi (Meldebescheinigung), (Bu belgenin             ilgili Başkonsolosluktaki Noter servisinde onaylanması gerekir

2- Nüfus Kayıt Örneği (Başkonsolosluk nüfus servisinden alınabilir)
3- Yazılı başvuruda bulunmak, (Bunun için sitemizden de indirilebilir “Yurtdışı Hizmet Borçlanma Talep Dilekçesi” doldurulup imzalandıktan sonra yukarıda belirtilen belgelerle birlikte Türkiye’de ikamet edilen yerdeki SGK İl Müdürlüğüne iadeli taaahhütlü olarak postalanması gerekir)

Başvurulacak kuruluşlar:

1- Ev kadını olarak geçen süreler dahil olmak üzere Türkiye’de hizmet varsa son defa bağlı bulunulan sosyal güvenlik kuruluşuna, yoksa Sosyal Güvenlik Kuruluşu’na (SGK)
2- Kendilerine veya hak sahiplerine sosyal güvenlik sözleşmesi uygulanmak suretiyle kısmi aylık bağlanmış olanlar aylığı bağlayan kuruluşa

Borçlanma miktarının tespiti:

1- Temmuz 2008’den önce müracaatta bulunmuş ve SGK tarafından döviz olarak borçlanılacakları bildirilenler isterlerse eski uygulamaya göre; borçlanılacak her bir gün için tahakkuk ettirilecek prim, kesenek ve karşılık borcu tutarı 3,5 dolar ödeyebilirler.
2- Yeni uygulamaya göre; borçlanılacak her bir gün için tahakkuk ettirilecek borç tutarı, başvuru tarihindeki prime esas asgari ve azamî günlük kazanç arasında seçilecek günlük kazancın % 32'sidir.

Borçlanma tarihine göre borçlanma miktarının hesabı:

1- Türkiye’de 01.07.2014 – 31.12.2014 tarihleri arasında geçerli olan asgari ücret; 1.134,- TL’dir. Buna göre günlük ödenecek asgari borçlanma meblağı: 1.134/30 (gün) x % 32 = 12,10 TL’dir. Azami ise bunun 6,5 katıdır. Belirlenen asgari/azami veya bunların arasındaki borçlanmak istenen meblağ istenilen hizmet günü ile çarpılacaktır. Asgari ücret, yıllık enflasyon oranı da dikkate alınarak her 6 ayda bir artırılmaktadır.
2- En son Emekli Sandığı’na tabi çalışanlar memurluktan ayrıldıkları tarih itibariyle derece ve kademeleri dikkate alınarak borçlanırlar. Bu meblağ, bağımlı çalışanların ödeyecekleri meblağdan biraz daha fazla olacaktır.

Borçlanma miktarının ödenmesi:

1- Borcun tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde Kurum hesabına ödenmesi zorunludur. Üç aylık sürenin başlama tarihi, tebliğ mektubunun ilgiliye posta yoluyla teslim edildiği tarihten başlar.
2- Tahakkuk ettirilen prim borcunun tamamını, tebliğ tarihinden itibaren üç ay içerisinde ödemeyenlerin, borçlanma başvuruları geçersiz sayılır.
3- Söz konusu üç aylık süre içerisinde borcun bir kısmının ödenmesi halinde ise ödenen miktar ile orantılı süre geçerli sayılır, kalan sürenin geçerli sayılması yeni bir borçlanma talebine bağlıdır.

Aylık bağlama şartları:

1- Yurda kesin dönmüş olmak (Yurtdışında çalışmamak, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almamak)
2- Aylığa hak kazanmaya yetecek prim gün sayısına isabet eden miktarda ödeme yapmak
3. Aylık bağlamak için gerekli prim/yaş/sigortalılık süresi gibi koşulları yerine getirmek
4. Kuruma yazılı başvuruda bulunmak (Bunun için sitemizden de indirilebilir “Tahsis Talep ve Beyan Taahhüt Belgesi” ve “3201 sayılı Kanuna Göre Aylık Beyan ve Taahhüt Belgesi”nin doldurulup imzalanarak ilgili SGK İL Müdürülüğüne iadeli taahhütlü gönderilmesi gerekir)

Bağlanacak aylık miktarı:

Borçlanmayı müteakip bağlanacak aylık için geçerli olan mevzuat, Türk sosyal güvenlik mevzuatıdır. Burada belirtilen asgari yaş ve hizmet süresine ve diğer şartlara göre borçlanmada bulunan kişiye veya hak sahiplerine sosyal güvenlik hakkı tanınacağı belirlenmiştir.
Emekli aylığının hesaplanmasında, bağımlı çalışanlardan ayrı olarak bağımsız çalışanlarda veya ev hanımlarında basamak, memurlarda ise derece, kademe ve ek gösterge esas alınmaktadır. 5502 ve 5510 sayılı yasalarla her kesim için eşit bir sosyal güvenlik reformu yapılmaya çalışılmışsa da, bağımlı, bağımsız ve devlet memuru olarak çalışanlarda sigortalı çalışılmaya başlanılan tarih itibariyle farklı farklı prim ödeme koşulları ve farklı aylık ödemeleri mevcuttur.

Aylıkların kesilmesi:

1. Yurtdışında çalışmaya, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almaya başlanılması halinde aylık kesilir.
2. Türkiye’de sosyal güvenlik kanunlarına göre sigortalı olarak çalışmaya başlanılması halinde 5510 sayılı Kanuna göre sosyal güvenlik destek primi ödenirse aylık kesilmez.

Denetim işlemleri:

1. Altı aydan daha uzun süre yurtdışında bulunmuş olanlar, yurtdışında çalışıp çalışmadıklarını ve ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alıp almadıklarını gösterir belgeleri, örneği Kurumca hazırlanan 3201 sayılı Kanuna Göre Aylık Alanlara Mahsus Yoklama Belgesi ile birlikte söz konusu altı aylık sürenin dolduğu tarihten sonra üç ay içinde Kuruma vermek zorundadırlar.
2. Kurum, Kanuna göre malullük, yaşlılık ve emekli aylığı bağlananların altı aydan daha uzun süre ile yurt dışında bulunup bulunmadıklarını, her yıl Emniyet Genel Müdürlüğünden alınacak kayıtlarla tespit eder. Söz konusu uygulamanın kapsamı, şekli ve diğer usul ve esasları Kurum ile Emniyet Genel Müdürlüğü arasında yapılacak olan protokolle belirlenir.

Aylık bağlanmasından vazgeçme:

Aylık bağlanmasından vazgeçenler ile yapılan borçlanma sonrasında aylık bağlanması için gerekli şartları yerine getiremeyenlere veya hak sahiplerine talepleri üzerine yaptıkları ödemeler faizsiz olarak iade edilir.

Alman'da ki Türklerin Diğer Yabancı Vatandaşlara Oranla Sayısı














Almanya Federal Yabancılar Kayıt Merkezinin yaptığı açıklamada, Almanya'da yaşayan yabancı vatandaşların sayısının 8 milyona ulaştığı söylendi.

1967'den bu yana Almanya'da yabancılarının sayısının 8,2 milyona ulaşarak ülkede kaydedilen en yüksek yabancı sayısı oldu

Amanya İstatistik Ofisi'nin açıklamalarına göre ülkede 2014 yılı sonu itibarı ile 8 minyon 152 bin 968 kişinin Yabancılar Merkezi'ne kayıt olduğunu bildirdi. Bu sayı ülkede en yüksek sayı olarakta verilere geçmiş oldu. Bununla birlikte 80 milyon nüfusu olan Almanya'da %6,8 nüfus artışı gözlendi.

Diğer AB Vatandaşların Sayısı 3 Milyon

Almanya'da 2014 Yılında Avrupa Birliği'ne üye ülke vatandaşlarının sayısı 3,6 milyon olarak belirlendi. 2013 yılına kıyasla %9,1 yabancı sayısı artış gösterdi

Türklerin Sayısı Azaldı. Tersine Göç

Almanya'da AB'ye üye olmayan ülkelerin vatandaşlarının sayısı ise 2014 yılında 4 milyon 480 bin 574 olarak kaydedildi. Bu sayı 2013 yılına oranla 212 623 artarken artış oranı ise %5 olarak kaydedildi. Bu artışta en büyük oranı %107,7 ile Suriye vatandaşları yaptı. Almanya'da Suriyeli sayısı 2014 yılında 118 bin 196 oldu.

Almanya'da Yabancılar Merkezine kayıtlı Türk vatandaşlarının sayısı ise 2016 yılı itibari ile 2,8 milyon olarak belirlendi. Bunlardan 1,4 milyon Türk vatandaşının doğum yeri Almanya.

Türklerin Avrupada En Çok Yaptığı İşler. Almanya'da ki Türklerin Yaptığı Meslekler

















Avrupa'da Yaşayan Türklerin Yaptığı Meslekler

Avrupa'da yaşayan Türklerin yaptığı işi düşününce ilk akla gelen elbette dönerciliktir ve Türkler avrupada bu sektörün haliyle de hakimidirler.

Avrupada yaşayan Türklerin eğitim seviyelerinin %30 Orta/Lise, %15 'inin Üniversite/Yüksekokul olduğa bakınca genel anlamla yapılan mesleklerinde hizmet sektörü olduğu görürüz. Eğitim sistemide Türkiye'ye göre elbette ki farklı işlemektedir. Avrupa Üniversiteleri çok sayıda da Türk öğrencileri tarafından da tercih edilmektedir. Bunun sebebi elbetteki geniş imkanlar, araştırma ve modern teknikleri cazibeyi arttırmış oluyor.

Meslek konusunda Türklerin bu konuda geri kalmışlığın sebebi ise de yıllardır süre gelen ırkçı saldırılar, ayrıştırıcı tutumlar Türkleri hizmet sektörüne doğru itmektedir ve halen bu durumda geçerlidir. Bunun bilincide olan ve imkanı olan vatandaşlar ise kendi işyerlerini açarak Türk benliğini koruyup ve asimile olmaktan korunan kişilerde vardır.

Avrupa'da Türklerin en çok yaptığı meslekler ise;

Dönercilik, Şöförlük, Temizlik, Oto tamiri, Bakıcılık, Teknik işler, Montaj işleri olarak tercih edilmektedir.

Avrupa'da iş bulmak isteyen Türk vatandaşları genel olarak Türk toplumunun fazla olduğu bölgelerde iş aramaktadırlar ve buda bazı bölgelerin yada iş yerlerinin Türk simgesi haline gelmesini sağlamaktadır.


Avrupalı Türkler. Avrupaya Türk işçilerini götüren ilk tren



Almanya'ya Türk Göçü

31 Ekim 1961`de Almanya ve Türkiye arasında imzalanan Türk İşgücü Anlaşması ile ilk olarak Almanya'ya gelen Türk işçilerin sayısı 2 bin 500 idi. İlk olarak misafir işçi gözü ile bakılan Türklerin sayısı şimdilerde 4 milyonun üzerinde ve ikinci vatan olarak benimsenmiş durumda.

Kimileri bir traktör için göç etti, kimileri bir iş kurabilmek ve kimileride bir kaç sene çalışıp para biriktirip Türkiye'ye geri dönmek için. Göçmen Türkler elbetteki o zamanlar avrupaya yerleşmeyi düşünmüyorlardı ve Almanlarda bu yüzden misafir işçi olarak adlandırıyordu Türkleri. Ancak Düşünülenin aksine şuan avrupada 4. nesil olarak milyonlarca Türk vatandaşı bulunmakta. 


Almanya'ya göç eden ilk nesil yabancı dil sorunu yaşarken son nesiller ise Türkçe sorunu yaşamaktadırlar. Bu yüzden ilk nesillerden hasta olan işçiler dil bilmedikleri için hastaneye dahi gidemediler. İlk nesiller her ne kadar da kültürel, siyasal ve sosyal alanlarda problemler yaşasalarda daha sonra ki nesillerde bu problemler gitgide azalmış oldu. 2. ve 3. nesillerden sonrakiler daha iyi iş imkanlarına ve güvencelere sahip olduklarından dolayı haklarını da Almanlar karşısında her zaman savundular. Bugün Almanyanın bir parçası haline gelen Türkler her alanda da Almanya'nın gelişimine katkı sağlamışlardır.


İlk olarak ''işçi'' olarak gelen Türkler daha sonraları siyasetten akademisyene, sanattan spora bir çok dalda başarıya imzalarını atmalarıyla beraber almanların da bir simgesi haline gelmişlerdir. 50 Yılın ardından daha da bilinçlenen Türk toplumu az da olsa halen entegrasyon konusunda da biraz da olsa problem yaşamaktadırlar.

Toplumun bir parçası olmakla beraber Almanya'nın bir çok bölgelerinde Türk mahalleleri mevcuttur ve buralarda Almanlardan daha çok Türklerin iş yeri ve marketlerini görmek mümkündür.

Her nekadar da ikinci vatan olarak benimsemiş olsalarda gurbetçiler, zamanla tersine göçte görülmeye başlanmıştır ve bu sayı 2008 den sonra 
temenni dönenlerin sayısıda 35 bini bulmuş durumda.

Yıllarca gurbetlerde çalışıp bütün birikimini Türkiye için ayırıp ayrıca öz vatanlarına yaptıkları yatırımlarla Türkiye'ye kazandırdıkları ekonomiyide unutmamak gerekir.

Borçlanarak Emeklilik

YURTDIŞI SÜRELERİNİN TÜRK EMEKLİLİK SİSTEMİNDE DEĞERLENDİRİLMESİ Yurtdışından borçlanma yoluyla emeklilik mevzuatı, Türk sosyal güve...